29 Şubat 2016 Pazartesi

Gider Pusulasında Tutar Sınırı ve Şartları Hakkında Bilinmesi Gerekenler



Gider Pusulasında Tutar Sınırı ve Şartları Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Tarih: 29.02.2016

Bilindiği üzere gider pusulası 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 234 üncü maddesinde şöyle belirtilmiştir; Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için gider pusulası düzenlenir ve bu düzenlenen gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir.


Burada ilk etapta vergiden muaf esnaf tanımına bakacak olursak GVK'nın 9. Maddesi açıkça belirtmiştir ki;

1. Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir iş yeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler (Parantez içi cümle: 22.07.1998 tarih ve 4369 sayılı Kanunun 26 ncı maddesiyle ve 01.01.1999 tarihinden geçerli olarak değişmiştir.) (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit iş yerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o iş yerlerinde satışı yapılan aynı neviden malları satanlar hariç)


2. Bir iş yeri açmaksızın gezici olarak ve doğrudan doğruya müstehlike iş yapan hallaç, kalaycı, lehimci, musluk tamircisi, çilingir, ayakkabı tamircisi, kundura boyacısı, berber, nalbant, fotoğrafçı, odun ve kömür kırıcısı, çamaşır yıkayıcısı ve hamallar gibi küçük sanat erbabı;


3. Köylerde gezici olarak her türlü sanat işleri ile uğraşanlar ile aynı yerlerde aynı işleri bir işyeri açmak suretiyle yapanlardan 47 nci maddede yazılı şartları haiz bulunanlar (51 inci madde şümulüne girenler bu muafiyetten faydalanamazlar);


4. Nehir, göl ve denizlerde ve su geçitlerinde toplamı 50 rüsum tonilatoya (50 rüsum tonilato dahil) kadar makinesiz veya motorsuz nakil vasıtaları işletenler; hayvanla veya bir adet hayvan arabası ile nakliyecilik yapanlar (Bu bentte yazılı ölçüler, birlikte yaşayan eşlerle velayet altındaki çocuklar hakkında veya ortaklık halindeki işletmelerde, bu kimselerin veya ortaklığın işlettiği vasıtalar toplu olarak nazara alınmak suretiyle tespit edilir.);


5. Ziraat işlerinde kullandıkları hayvan, hayvan arabası, motor, traktör gibi vasıtalar veya sandallarla nakliyeciliği mutat hale getirmeksizin ara sıra ücret karşılığında eşya ve insan taşıyan çiftçiler;


6. Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamulleri, kırpıntı deriden üretilen mamuller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları, tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın satanlar. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması ile ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan faydalanmaya engel değildir.


7. (06.06.2008 tarih ve 26898 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5766 sayılı Kanunun 8/a maddesiyle eklenmiştir. Yürürlük: 01.07.2008) Ticari işletmelere ait atıkları mutat olarak veya belli aralıklarla satın alanlar hariç olmak üzere, bir işyeri açmaksızın kendi nam ve hesabına münhasıran kapı kapı dolaşmak suretiyle her türlü hurda maddeyi toplayarak veya satın alarak bu malların ticaretini yapanlara veya tekrar işleyenlere satanlar;


8. Yukarıdaki 1-7 numaralı bentlerde sözü edilen işlere benzerlik gösterdikleri, Danıştay'ın muvafık mütalaası üzerine, Maliye Bakanlığınca kabul ve ilan olunan ticaret ve sanat işleri ile iştigal edenler vergiden muaf esnaf statüsündedir. Bu statüde bulunanlardan yapılacak mal ve hizmet alımları için GVK 94'üncü madde de stopaj oranları belirlenmiştir;

-Hurda mal alımlarında %2

-Diğer mal alımlarında %5

-Hizmet alımlarında %10 (mal ve hizmet bedeli ayrılmıyorsa bu kapsamdadır)

Ancak vergiden muaf esnaf sayılmayan yani nihai tüketici olan vatandaşlara gider pusulası düzenlenmekte fakat stopaj uygulanmamaktadır.

İşte bu düzenlenen gider pusulalarındaki bedellerde bir üst tutar sınırının olup olmadığı tartışma konusu olmuştur. Konu ile ilgili olarak Maliye Bakanlığının 02.01.2012 tarihli B.07,1.GİB.4.41.15.02-VUK-2011/5-2 sayılı özelgesinde konuya açıklık getirilmiş ve gider pusulalarında gösterilen bedellere ilişkin bir üst tutar sınırının olmadığı açıkça belirtilmiştir. Burada dikkat edilecek en temel husus vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyeti esastır ilkesine riayet ederek usul hükümleri çerçevesinde kurallara uymak olacaktır.


1-) Gider Pusulası Vergi Usul Kanunun 234.maddesinde düzenlenmiş olup, ihtiva etmesi gereken şekil şartları aynı maddede sayılmıştır. Gider Pusulası mutlaka iki nüsha olarak düzenlenmelidir.


2-) Gider Pusulası vergiden muaf esnaftan ve ya vergi mükellefi olmayan nihai tüketiciden alınan mal ve hizmetler karşılığında alıcı tarafından düzenlenmektedir. Aynı zamanda Gider Pusulası nihai tüketici tarafından yapılan mal ve hizmet iadelerinde ve gene nihai tüketiciler tarafından alınan mal ve hizmetlerin bedellerinde bir iskonto ve ya indirim talebi sonucu da düzenlenmektedir.


3-) Vergiden muaf esnaf tarafından alınan mal ve hizmetlerde kanunun öngördüğü oranlarda Gelir Vergisi Kesintisi yapılmalı ve bu kesintiler vergi sorumlusu sıfatıyla muhtasar beyannamede beyan edilip ödenmelidir. Muhtasar Beyannamede vergiden muaf esnaftan alınan mal ve hizmetler 145 tür koduyla, hurda alımları ise 146 tür koduyla girilmelidir.


4-) Nihai tüketicilerin iade ettiği mal ve ya hizmetlerle ilgili ve ya nihai tüketiciye satıştan sonra yapılan  indirimler karşılığında Gider Pusulası düzenlenmelidir. İadelerde Gider Pusulasının ekine ilgili satışa ait fatura ve ya perakende satış fişi konulmalı, eğer satış evrakı kayıp ise bu durum Gider Pusulasına düşülecek bir şerhle muhakkak ifade edilmelidir. Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise iadeye ve ya indirime ait KDV'nin, indirim konusu yapılabilmesi için Gider Pusulasında iade ve ya indirim bedelinden ayrı olarak gösterilmesi gerektiğidir.


5-) Son olarak dikkat edilmesi gereken diğer bir hususta Gider Pusulasının karşı tarafa muhakkak imzalatılması gerekliliğidir. Bu şekil şartına uyulmadığı takdirde en başta Özel Usulsüzlük Cezası ile karşılaşılacağı açıktır.


Ozan Bingöl
Vergi Uzmanı

 

Kaynak: www.MuhasebeTR.com 
(Bu makale yazılı veya elektronik ortamda kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak göstermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır .)
 
 


ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ =}BLOG: VERGİ, SGK VE KANUN HABERLERİ 



Ar-Ge ve Yenilik Reform Paketine İlişkin Kanun Yayınlandı


Emoji  Ar-Ge ve Yenilik Reform Paketine İlişkin Kanun Yayınlandı

Ülkemizi 2023 hedeflerine taşıma yolunda ana eksenleri; yüksek katma değerli ürünlerin üretilmesini sağlamak ve desteklemek, Ar-Ge insan kaynağı kapasitesini artırmak, bilgiyi ticarileştirmek, teknoloji ve yenilikçi şirketlerin ortaya çıkmasını ve gelişimini desteklemek, üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmek ve kurumsallaştırmak, Ar-Ge ve yenilik ekosistemini güçlendirmek olarak belirlenen "Ar-Ge Reform Paketi"ne ilişkin 6676 sayılı "Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" 26.02.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak, 01.03.2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir.

Kanun kapsamında; tasarım faaliyetlerinin de, Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine sağlanan destek ve teşvikler kapsamına alınması, siparişe dayalı Ar-Ge faaliyetlerine verilen teşviklerin arttırılması, Ar-Ge ve tasarım personeline sağlanan teşviklerin arttırılması, Ar-Ge merkezlerinde istihdam edilecek Temel Bilimler mezunu personele ek teşvik sağlanması, Sanayi – Sanayi ve Üniversite – Sanayi işbirliğinin güçlendirilmesi adına teşviklerin arttırılması, öncelikli ve stratejik sektörlerde 'İhtisas (Tematik) Teknoloji Geliştirme Bölgeleri'nin kurulması, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri'nde çalışan personelin, dışarıda geçirilen sürelere ilişkin teşviklerden yararlandırılması gibi ek destek ve teşvikler getirilmiş, uygulamaya ilişkin detayların ikincil düzenlemeler ile belirleneceği eklenmiştir.

6676 Sayılı Kanun ile Getirilen Başlıca Düzenlemeler:

Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi

4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Hakkında Kanunu ve 5746 sayılı Ar-Ge ve Yenilik Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunda gerekli değişiklikler yapılarak, tasarım faaliyetlerinin de Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri ile aynı kapsamda desteklenmesi sağlanmıştır.

Bu kapsamda, öncelikle 5746 sayılı Ar-Ge ve Yenilik Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun'un adı; madde 25 ile "Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun" olarak değiştirilmiştir.

5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Hakkında Kanun ve çeşitli Kanun'larda yapılan değişiklikler ile tasarım faaliyetlerinin de Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine sağlanan tüm destek ve teşviklere konu edilmesi sağlanmıştır.

Bu kapsamda, 5746 sayılı Kanun kapsamına "Tasarım Merkezi" kavramı getirilerek, Ar-Ge merkezlerine sağlanan destek ve teşviklerin tümünün tasarım merkezlerine de sağlanması hükme bağlanmıştır. Tasarım Merkezi aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır:

- Tasarım Merkezi: Tasarım projelerini veya sözleşme çerçevesinde siparişe dayalı olarak yürütülen tasarım faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere kurulan ve dar mükellef kurumların Türkiye'deki iş yerleri dahil, kanuni veya iş merkezi Türkiye'de bulunan sermaye şirketlerinin; prganizasyon yapısı içinde ayrı bir birim şeklinde örgütlenmiş, münhasıran yurtiçinde tasarım faaliyetlerinde bulunan ve en az on tam zaman eşdeğer tasarım personeli istihdam eden, yeterli tasarım birikimi ve yeteneği olan birimleri ifade eder.

Bunun yanında, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Hakkında Kanun kapsamına "Tasarım Faaliyeti", "Tasarım Projesi", "Tasarımcı", "Tasarım Personeli", "Tasarım Merkezi" kavramları getirilmiştir. Söz konusu kavramlara ilişkin tanımlar aşağıdaki gibi yapılmıştır:

- Tasarım Faaliyeti: Sanayi alanında ve Bakanlar Kurulunun uygun göreceği diğer alanlarda katma değer ve rekabet avantajı yaratma potansiyelini haiz, ürün veya ürünlerin işlevselliğini artırma, geliştirme, iyileştirme ve farklılaştırmaya yönelik yenilikçi faaliyetlerin tümünü,

- Tasarım Projesi: Amacı, kapsamı, genel ve teknik tanımı, süresi, bütçesi, özel şartları, diğer kurum, kuruluş, gerçek ve tüzel kişilerce sağlanacak ayni ve nakdi destek tutarları, faaliyetlerinin her safhasını belirleyecek mahiyette ve bilimsel esaslar çerçevesinde tasarımcı tarafından yürütülen projeyi,

- Tasarım Personeli: Tasarım faaliyetlerinde doğrudan görevli tasarımcı ve teknisyenleri,

- Tasarımcı: Tasarım faaliyetleri kapsamındaki projelerin gerçekleştirilmesi ve ilgili projelerin yönetilmesi süreçlerinde yer alan, üniversitelerin; mühendislik, mimarlık veya tasarım ile ilgili bölümlerinden mezun en az lisans derecesine sahip kişiler ile tasarım alanlarından herhangi birinde en az lisansüstü eğitim derecesine sahip diğer kişileri, ifade eder.

Ayrıca, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu'nun 10. maddesi ile yönetici şirketin görevleri arasına tasarım projelerinin değerlendirilmesi ve projesi uygun görülen girişimcilere yönetmelikle belirlenecek usul ve esaslara göre bölge içerisinde yer tahsis edilmesi de eklenmiştir.

4691 sayılı Kanun'a Getirilen Ek Tanımlar

Kanun'un 8. maddesi ile birlikte, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu'nun üçüncü maddesine, önceki düzenlemelerde yer almayan aşağıda belirtilen tanımlar getirilmiştir.

(y) Ar-Ge Projesi: Amacı, kapsamı, genel ve teknik tanımı, süresi, bütçesi, özel şartları, diğer kurum, kuruluş, gerçek ve tüzel kişilerce sağlanacak ayni ve/veya nakdi destek tutarları, sonuçta doğacak fikri mülkiyet haklarının paylaşım esasları tespit edilmiş ve Ar-Ge faaliyetlerinin her safhasını belirleyecek mahiyette ve bilimsel esaslar çerçevesinde gerçekleştirilen ve araştırmacı ve/veya yazılımcı personel tarafından yürütülen projeyi, tanımlar.

(dd) Bölge Alanı: Arazi üzerinde, koordinat değerleriyle sınırları belirlenmiş Bölgenin müstakil her bir alanını, tanımlar.

İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kavramı

İlgili Kanun'un 8. maddesi ile 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu'na İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi (İhtisas TGB) kavramı getirilmiştir. İhtisas TGB, aynı sektör grubunda ve bu sektör grubuna dahil alt sektörlerde faaliyet gösteren girişimcilerin yer aldığı tematik teknoloji geliştirme bölgeleri olarak tanımlanmıştır.

İlgili Kanun'un 13. maddesinde ise ek madde ile, İhtisas TGB'lerinin 4691 sayılı Kanun'a tabi olup, bölgelere sağlanan destek, teşvik, muafiyet ve istisnalardan aynen yararlanacağı hükme bağlanmıştır.

Bunun yanında, Kanun'un 6. Maddesi kapsamında, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri'ne sağlanan katma değer vergisi istisnasının, İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgeleri'ne de sağlanması hükme bağlanmıştır.

Mevcut bölgelerin, İhtisas TGB'lere dönüştürülebilmesi için aranan kriterler ikincil düzenlemeler ile belirlenecektir.

5746 sayılı Kanun'a Getirilen Ek Tanımlar ve Mevcut Tanımlarda Yapılan Değişiklikler

İlgili Kanun'un 27. maddesinde, 5746 sayılı Kanun'un ikinci maddesinde verilen tanımlar aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Altı çizili olarak belirtilen ibareler, ilgili tanımlarda yapılan değişiklikleri göstermektedir.

(c) Ar-Ge Merkezi: Ar-Ge ve yenilik projelerini veya sözleşme çerçevesinde siparişe dayalı olarak yürütülen Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere kurulan ve dar mükellef kurumların Türkiye'deki işyerleri dahil, kanuni veya iş merkezi Türkiye'de bulunan sermaye şirketlerinin; organizasyon yapısı içinde ayrı bir birim şeklinde örgütlenmiş, münhasıran yurtiçinde araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan ve en az elli tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden, yeterli Ar-Ge birikimi ve yeteneği olan birimleri,

(ç) Ar-Ge projesi: Amacı, kapsamı, genel ve teknik tanımı, süresi, bütçesi, özel şartları, diğer kurum, kuruluş, gerçek ve tüzel kişilerce sağlanacak aynî ve/veya nakdî destek tutarları, sonuçta doğacak fikri mülkiyet haklarının paylaşım esasları tespit edilmiş ve Ar-Ge faaliyetlerinin her safhasını belirleyecek mahiyette ve bilimsel esaslar çerçevesinde gerçekleştirilen ve araştırmacı tarafından yürütülen projeyi,

(d) Rekabet öncesi işbirliği projeleri: Birden fazla kuruluşun; ölçek ekonomisinden yararlanmak suretiyle yeni süreç, sistem ve uygulamalar tasarlayarak verimliliği artırmak ve mevcut duruma göre daha yüksek katma değer sağlamak üzere, rekabet öncesinde ortak parça veya sistem geliştirmek ya da platform kurabilmek amacıyla yürütecekleri, Ar-Ge veya tasarım faaliyetlerine yönelik olarak yapılan işbirliği anlaşması kapsamındaki, bilimsel ve teknolojik niteliği olan projeleri,

(g) Destek personeli: Ar-Ge veya tasarım faaliyetlerine katılan veya bu faaliyetlerle doğrudan ilişkili yönetici, teknik eleman, laborant, sekreter, işçi ve benzeri personeli,

(ğ) Teknisyen: Meslek lisesi veya meslek yüksekokullarının tasarım, teknik, fen veya sağlık bölümlerinden mezun, teknik bilgi ve deneyim sahibi kişileri,

Ar-Ge veya Tasarım Merkezlerinde İstihdam Edilmesi Gereken Asgari Tam Zaman Eşdeğer Ar-Ge veya Tasarım Personel Sayısı

İlgili Kanun'un 29. maddesi kapsamında, 5746 sayılı Kanun'un ikinci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan elli tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli sayısını on beşe kadar indirmeye, kanuni seviyesine kadar artırmaya veya belirlenen sınırlar dahilinde sektörler itibariyle farklılaştırmaya, (k) bendinde belirtilen on tam zaman eşdeğer tasarım personeli sayısını yarısına kadar indirmeye, kanuni seviyesine kadar arttırmaya veya belirlenen sınırlar dahilinde sektörler itibariyle farklılaştırmaya, Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Ancak, söz konusu değişikliğe ilişkin bir Bakanlar Kurulu kararı henüz yayınlanmamıştır.

Ar-Ge ve Tasarım İndirimi Kavramı ve İlave Ar-Ge İndiriminde Yararlanma Kriterleri

İlgili Kanun'un 28. maddesi kapsamında 5746 sayılı Kanun ile sağlanan "Ar-Ge indirimi", "Ar-Ge ve tasarım indirimi" olarak değiştirilmiş ve tasarım projeleri kapsamında, tasarım merkezlerinde gerçekleştirilen harcamaların tamamı indirim konusu yapılmıştır.

Bunun yanında, aynı fıkrada yer alan ve 500 ve üzerinde tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden Ar-Ge merkezlerine sağlanan ek indirim tutarı, yeni düzenleme ile Bakanlar Kurulunca belirlenen kriterleri haiz Ar-Ge merkezlerine veya tasarım merkezlerine sağlanmıştır. Söz konusu kriterlere ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı henüz yayınlanmamıştır.

Temel Bilimler Alanlarından Mezun Personele Sağlanan Ek Destek

5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun'a yapılan yeni düzenleme ile temel bilimler alanlarında en az lisans derecesine sahip Ar-Ge personeli istihdam eden Ar-Ge merkezlerine, bu personelin her birine ödedikleri aylık ücretin o yıl için uygulanan asgari ücretin aylık brüt tutarı kadarlık kısmının, iki yıl süreyle, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, bu kapsamda her bir Ar-Ge merkezine sağlanacak destek, ilgili ayda Ar-Ge merkezinde istihdam edilen toplam personel sayısının yüzde onu ile sınırlandırılmıştır.

Bunun yanında "Temel Bilimler", ilgili Kanun'da aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır.

- Temel Bilimler: Yükseköğretim kurumlarının matematik, fizik, kimya ve biyoloji lisans programlarını, ifade eder.

Gelir Vergisi Stopaj Teşviki Oranlarının ve Kapsamının Arttırılması

Kanunun 1. maddesi kapsamında, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanun'unda değişiklik yapılarak, Ar-Ge ve destek personeline sağlanan gelir vergisi stopaj teşviki 'tasarım personeli'ne de sağlanmıştır. Bunun yanında, doktoralı olanlar için % 90, diğerleri için % 80 olarak belirlenen gelir vergisi stopaj teşviki oranı, bu kanun ile doktoralı olanlar ve 5746 sayılı Kanun kapsamındaki temel bilimler alanlarından birinde en az yüksek lisans derecesine sahip olanlar için % 95, yüksek lisanslı olanlar ile temel bilimler alanlarından birinde lisans derecesine sahip olanlar için % 90 ve diğerleri için % 80 olacak şekilde değiştirilmiştir.

Aynı oranlar, Kanun'un 28. Maddesi ile, 5746 sayılı Ar-Ge ve Yenilik Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun, 3. madde, 2. Fıkrasında yapılan değişiklik ile Ar-Ge ve tasarım merkezlerine de sağlanmıştır.
Oranlar
Önceki Düzenleme
Yeni Düzenleme

% 95
-
Doktoralı veya temel bilimler alanlarından birinde en az yüksek lisans derecesine sahip olanlar için

% 90
Doktoralı olanlar için
Yüksek lisans derecesine sahip veya temel bilimler alanlarından birinde lisans derecesine sahip olanlar için

% 80
Diğerleri için
Diğerleri için


Personelin Resmi Tatillere İsabet Eden Ücretlerinin Destek ve Teşviklere Konu Edilmesi

İlgili Kanun'un 14. maddesi kapsamında, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanun'una eklenmek üzere, 17/3/1981 tarihli ve 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda belirtilen tatil günlerine isabet eden ücretler de gelir vergisi stopajı ve sigorta primi işveren hissesine ilişkin teşviklere konu edilmesi maddesi belirtilmiştir.

İlgili Kanun'un 28. maddesi ile teşvik kapsamındaki genişleme, 5746 sayılı Kanun kapsamına da alınmış, Ar-Ge, tasarım ve destek personelinin 17/3/1981 tarihli ve 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda belirtilen tatil günlerine isabet eden ücretleri de gelir vergisi stopaj teşviki desteğine dahil edilmiştir.

Ar-Ge, Tasarım ve Destek Personeli'nin Fazla Mesai Ücretleri'nin Destek ve Teşviklere Konu Edilmemesi

İlgili Kanun'un 28. maddesinde belirtildiği üzere, 5746 sayılı Kanun'un üçüncü maddesi ikinci fıkrasında yapılan değişiklik ile, Ar-Ge, tasarım ve destek personelinin haftalık kırk beş saatin üzerindeki ve ek çalışma sürelerine ilişkin ücretleri, Kanun kapsamında sağlanan gelir vergisi teşviğinden faydalandırılamayacaktır.

Dışarıda Geçirilen Sürelerin Destek ve Teşviklere Dahil Edilmesi

İlgili Kanun'un 28. maddesinde belirtildiği üzere, 5746 sayılı Kanun'un üçüncü maddesi ikinci fıkrasında yapılan değişiklik ile, Ar-Ge veya tasarım merkezlerinde çalışan Ar-Ge veya tasarım personelinin bu merkezlerde yürüttüğü projelerle doğrudan ilgili olmak şartıyla, proje kapsamındaki faaliyetlerin bir kısmının Ar-Ge veya tasarım merkezi dışında yürütülmesinin zorunlu olduğu durumlarda, Ar-Ge veya tasarım merkezi yönetiminin de onayının alınması ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bilgilendirilmesi kaydıyla, merkez dışındaki bu faaliyetlere ilişkin ücretlerin yüzde yüzünü aşmamak şartıyla Bakanlar Kurulunca ayrı ayrı veya birlikte belirlenecek kısmı gelir vergisi stopaj teşviki kapsamında değerlendirilecektir.

Aynı Kanun'un 14. maddesinde ise, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri'nde yer alan işletmelerde çalışan Ar-Ge ve tasarım personelinin, aynı şekilde, bölgede yürüttüğü projelerle doğrudan ilgili olmak şartıyla, proje kapsamındaki faaliyetlerin bir kısmının bölge dışında yürütülmesinin zorunlu olduğu durumlarda bölge dışındaki bu faaliyetlere ilişkin ücretlerin yüzde yüzünü aşmamak şartıyla Bakanlar Kurulunca ayrı ayrı veya birlikte belirlenecek kısmının gelir vergisi ve sigorta primi işveren hissesi üzerinden sağlanan teşvikler kapsamında değerlendirileceği hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin Bakanlar Kurulu kararı henüz yayınlanmamıştır.

Ar-Ge veya Tasarım Personeli'nin Yüksek Lisans ve Doktora Eğitimleri Kapsamında Dışarıda Geçirdiği Sürelerin Destek ve Teşviklere Dahil Edilmesi

İlgili Kanun'un 28. maddesinde belirtildiği üzere, 5746 sayılı Kanun'un üçüncü maddesi ikinci fıkrasında yapılan değişiklik ile, Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde en az bir yıl süreyle çalışan Ar-Ge ve tasarım personelinin yüksek lisans yapanlar için bir buçuk yılı, doktora yapanlar için iki yılı geçmemek üzere merkez dışında geçirdiği sürelere ilişkin ücretlerin yüzde yüzünü aşmamak şartıyla Bakanlar Kurulunca ayrı ayrı veya birlikte belirlenecek kısmı gelir vergisi stopaj teşviki kapsamında değerlendirilecektir.

Aynı Kanun'un 14. maddesinde ise, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri'nde yer alan işletmelerde en az bir yıl süreyle çalışan Ar-Ge ve tasarım personelinin yüksek lisans yapanlar için bir buçuk yılı, doktora yapanlar için iki yılı geçmemek üzere bölge dışında geçirdiği sürelere ilişkin ücretlerin yüzde yüzünü aşmamak şartıyla Bakanlar Kurulunca ayrı ayrı veya birlikte belirlenecek kısmının gelir vergisi ve sigorta primi işveren hissesi üzerinden sağlanan teşvikler kapsamında değerlendirileceği hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin Bakanlar Kurulu kararı henüz yayınlanmamıştır.

İthal Edilen Eşyalara İlişkin Vergilerden Muafiyet Sağlanması

İlgili Kanun'un 13. maddesi kapsamında 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu'na ek bir madde ile Kanun kapsamında yürütülen yazılım, Ar-Ge, yenilik ve tasarım projeleri ile ilgili araştırmalarda kullanılmak üzere ithal edilen eşya, gümrük vergisi ve her türlü fondan, bu kapsamda düzenlenen kağıtlar ve yapılan işlemler damga vergisi ve harçtan müstesna edilmiştir.

Aynı istisna, Kanun'un 28. maddesi, 8. bendi kapsamında, 5746 sayılı Ar-Ge ve Yenilik Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun'a (Ar-Ge merkezleri) Ar-Ge, yenilik ve tasarım projeleri ile ilgili araştırmalarda kullanılmak üzere ithal edilen eşyalar üzerinden de sağlanmıştır.

Siparişe Dayalı Ar-Ge Faaliyeti Yürüten Ar-Ge veya Tasarım Merkezleri için Siparişi Veren Şirketlerin de Desteklenmesi:

İlgili Kanun'un 28. maddesi ile, 5746 sayılı Kanun'a eklenmek üzere, Ar-Ge ve tasarım merkezleri tarafından sözleşme çerçevesinde siparişe dayalı olarak yürütülen Ar-Ge veya tasarım faaliyetlerine ilişkin yaptıkları harcamaların yüzde ellisinin bu merkezler tarafından, yüzde ellisinin ise siparişi veren gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından indirim olarak dikkate alınabileceği hükme bağlanmıştır.

Siparişi verenin gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyetinin olmaması halinde Ar-Ge veya tasarım harcamasının tamamının Ar-Ge ve tasarım merkezi tarafından indirilebileceği ve siparişi verenin bu indirim ve sipariş verilmesine ilişkin kağıtlara ait damga vergisi istisnası dışındaki teşvik ve destek unsurlarından yararlanamayacağı ayrıca belirtilmiştir.

Öğretim Elemanlarının Ar-Ge veya Tasarım Merkezlerinde İstihdamı

İlgili Kanun'un 28. maddesi ile, 5746 sayılı Kanun'a eklenmek üzere, öğretim elemanlarının, Ar-Ge veya tasarım merkezlerinde gerçekleştirilen faaliyetlerde araştırmacı, tasarımcı ya da idari personel olarak, üniversite kurullarının izniyle tam zamanlı veya yarı zamanlı görevlendirilebileceği hükme bağlanmıştır.

Tam zamanlı görevlendirme için, herhangi bir üniversitede altı yıllık tam zamanlı olarak çalışmak gerekmekte olup, görevlendirme süresi her altı yıl sonrasında bir yıl olarak belirlenmiştir. Tam zamanlı olarak görevlendirilen personele aylıksız izin verilerek, kadrolarıyla ilişkileri devam ettirilir.

Yarı zamanlı görev alan öğretim elemanlarının ise, bu hizmetleri karşılığında elde edeccekleri gelirlerin, üniversite döner sermayesi kapsamı dışında tutulacağı belirtilmiştir.

Ayrıca, Ar-Ge veya tasarım merkezlerinde tam zamanlı görevlendirilenlerin, bu merkezlerde geçirdikleri sürelerin, tam zaman eşdeğer Ar-Ge veya tasarım personeli hesaplamasında dikkate alınacağı da hükme bağlanmıştır.

Tasarım Tescil Giderlerinin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Tarafından Karşılanması

Türk Tasarım Danışma Konseyinin önerileri doğrultusunda, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından belirlenen kriterleri haiz tasarım yarışmalarında sergilenen tasarımların tescil giderlerinin, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesine konulacak ödenek imkanları çerçevesinde geri ödemezi olarak destekleneceği de, aynı kanunun ilgili 28. maddesi ile hükme bağlanmıştır.

Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Bulunan Girişimci Firmalara, Yürütecekleri Projelerinin Finansmanında Kullanılmak üzere Diğer Şirketler Tarafından Sağlanan Sermaye Desteklerinin Teşviklere Konu Edilmesi

Kanun'un 15. maddesi ile 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu'na eklenen ek maddeler kapsamında, 31/12/2023 tarihine kadar uygulanmak üzere, teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunanlara, Bakanlık tarafından uygun görülen alanlarda gerçekleştirecekleri projelerinin finansmanında kullanılmak üzere gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından sağlanan sermaye desteklerinin, beyan edilen gelirin veya kurum kazancının yüzde onunu ve öz sermayenin yüzde yirmisini aşmamak üzere, ticari kazancın ve kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabileceği hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, indirim konusu yapılacak tutarın yıllık olarak 500.000 TL'yi aşamayacağı ve bu madde kapsamında sağlanan sermaye desteklerinin iki yıl içerisinde projeyi yürüten kuruluş tarafından kullanılması gerektiği de aynı madde kapsamında belirtilmiştir.

Üniversite – Sanayi İşbirliği'nin Geliştirilmesi Kapsamında Öğretim Üyelerinin Elde Ettiği Gelirlerde Yapılan Kesintilerin Azaltılması

Kanun'un 5. Maddesi ile, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na eklenen bir madde ile, Üniversite – Sanayi işbirliği kapsamında araştırma ve geliştirme, tasarım ve yenilik projeleri ile faaliyetleri sonucunda elde edilen gelirlerin döner sermaye işletmesinin ayrı bir hesabında toplanacağı ve bu gelirlerden herhangi bir kesinti yapılmayacağı hüküm altına alınmıştır. Böylece, bu kapsamda görev yapan öğretim elemanına ödenecek gelirin % 85'i, herhangi bir vergi kesintisi yapılmaksızın ilgili öğretim elemanına ödenecektir. Ayrıca, bu kapsamda değerlendirilecek proje ve faaliyetlere, öğretim elemanının müracaatı doğrultusunda, üniversite yönetim kurulunun izni ile karar verilecektir.

Teknogirişim Sermayesi Desteği'nin Kapsamının Arttırılması:

İlgili Kanun'un 27. maddesi kapsamında; teknogirişim sermayesi desteğinden yararlanabilecek kişiler için lisans, yüksek lisans veya doktora derecelerinden birini, ön başvuru tarihinden en çok beş yıl önce almış olma şartı on yıla uzatılmıştır.

Ayrıca, ilgili Kanun'un 28. maddesi d fıkrasında, teknogirişim sermayesi destek tutarını beş katına kadar arttırmaya veya kanuni tutarına (100.000'e kadar) indirmekle Bakanlar Kurulu yetkilendirilmiştir. Söz konusu artışa ilişkin, henüz Bakanlar Kurulundan çıkan bir karar bulunmamaktadır.

Teknogirişim Sermaye Desteği Almış Projelerin Finansmanında Kullanılmak üzere Diğer Şirketler Tarafından Sağlanan Sermaye Desteklerinin Teşviklere Konu Edilmesi

Kanun'un 28. maddesi d fıkrası ile teknogirişim sermayesi desteğinden yararlanan projelerin finansmanında kullanılmak üzere gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından sağlanan sermaye desteklerinin, beyan edilen gelirin veya kurum kazancının yüzde onunu ve öz sermayenin yüzde yirmisini aşmamak üzere, ticari kazancın ve kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabileceği hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, indirim konusu yapılacak tutarın yıllık olarak 500.000 TL'yi aşamayacağı ve bu madde kapsamında sağlanan sermaye desteklerinin iki yıl içerisinde projeyi yürüten kuruluş tarafından kullanılması gerektiği de aynı madde kapsamında belirtilmiştir.

Rekabet Öncesi İşbirliği Projelerine Ek Destek

5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında, rekabet öncesi işbirliği projesi yürüten şirketlere sağlanan Ar-Ge ve tasarım indirimine ek olarak, rekabet öncesi işbirliği proje bütçesinin en fazla yüzde ellisine kadarlık kısmının, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesine konulan ödenekle sınırlı olmak üzere geri ödemesiz olarak Şirketlere sağlanabileceği hükme bağlanmıştır.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda Yapılan Değişiklikler

Kanun'un 3. maddesi kapsamında, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na doktora sonrası araştırma kavramı eklenmiştir (Md. 3, 1. Fıkrası):

(y) Doktora Sonrası Araştırma: Doktora ile tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık veya sanatta yeterlik eğitimi sonrasındaki yedi yıl içerisinde bir yükseköğretim kurumunda azami üç yıl süre ile gerçekleştirilen araştırma yoluyla deneyim kazanımıdır.

Bunun yanında, Kanun'un 4. maddesi ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından tespit edilen ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından kabul edilen ulusal ve uluslararası düzeyde düzenlenen bilimsel yarışmalarda ilk üçe giren öğrencilerin ilgili dallardaki lisans programlarına yerleştirilmelerinde, merkezi sınavlardan aldıkları puanlara ek puanlar getirilmiştir.

6676 sayılı "Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" resmi gazetede bugün itibariyle Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. 



ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ =}BLOG: VERGİ, SGK VE KANUN HABERLERİ 



İş arayanlara devletten aylık 1300 TL DESTEK

İş arayanlara devletten aylık 1300 TL DESTEK


Yeni düzenlemeyle İşbaşı Eğitim Programı'ndan 15 yaşını dolduran herkes yararlanabilecek. Programa katılanlara günlük 50 lira, aylık ise 1300 lira asgari ücret ödenecek.



İŞKUR tarafından işsizlikle mücadele kapsamında uygulanan İşbaşı Eğitim Programı'nın süresi, yapılan mevzuat düzenlemesiyle 6 aydan 1 yıla çıkartıldı. Geçen yıl 159 bin kişinin faydalandığı İşbaşı Eğitim Programı'ndan, bu yıl en az 200 bin kişinin yararlanması bekleniyor. 15 yaşını dolduran herkesin başvurabileceği programda günlük 50 lira, aylık ise 1300 lira asgari ücret ödenecek. Öğrencilerin programa başvurmaları halinde ise kredi ve burslarında ise herhangi bir kesinti olmayacak.

9 SORUDA İŞBAŞI EĞİTİM PROGRAMI


1- PROGRAMA KİMLER KATILABİLİR? 

-15 yaşını tamamlamış olanlar (Lise ve üniversite öğrencileri de katılabiliyor).
-İşverenin bir ve ikinci derece akrabası veya eşi olmayanlar.
-Emekli olmayanlar (Dul yetim ve engelli aylığı alanlar hariç).
-Program öncesindeki 3 aylık dönemde o iş yerinde çalışmayanlar.

2- İŞSİZLER NASIL BAŞVURUR?
-Programa İŞKUR hizmet merkezlerinden ya da 'iskur.gov.tr' adresinden başvuru yapılabiliyor.

3- Programdan hangi işverenler yararlanabilir?
-4A'lı en az 2 kişi çalıştıranlar.
-Kuruma kayıtlı işverenler, STK'lar, noterler ve kamu payının yüzde 50 altındaki iktisadi teşekküller.

4- İŞVERENLER NASIL BAŞVURUR?
-İş ve meslek danışmanları aracılığı ile ya da doğrudan İŞKUR'a giderek taleplerini iletebilirler.

5- KATILIMCI NASIL BELİRLENİYOR?
-İşverenler programa katılacak kişileri seçebildiği gibi İŞKUR da işsizleri firmalara yönlendiriyor.

6- KATILIMCILAR KAÇ LİRA ALIYOR?
-Katılımcılara günlük 50 liradan ayda net 1.300 lira ödeniyor. Üniversite öğrencileri program süresince burs ve kredilerini de alabiliyor. GSS primleri de ödeniyor.

7- İŞVEREN NE KAZANIYOR?
-İşverenler aradıkları elemana işi öğreterek sahip olabiliyor. Herhangi bir maddi yükümlülüğü olmadığı gibi parayı devlet ödüyor.

8- İŞVERENE TEŞVİK VAR MI?
-İşverenler programı bitiren ve 18-29 yaş arası işsizleri 3 ay içinde istihdam ederlerse, çalışanın işveren primi İŞKUR tarafından ödeniyor. Bu süre imalat sanayinde 42, diğerlerinde 30 ay olacak.

-30 yaşından büyüklerin istihdam edilmesi durumunda ise katılımcının 30 aya kadar sigorta primini İŞKUR ödüyor.
İşveren bu kursiyerlere ayrıca aylık brüt asgari ücretin yarısını geçmeyen fiili ödeme yaparsa vergiden düşebiliyor.

9- İŞVEREN KAÇ KİŞİ ALABİLİR?
-İşveren kurs sonunda katılımcıların yarısını alacağını taahhüt ederse çalışan sayısının en fazla yüzde 30'una kadar eleman talep edebiliyor. Eğer bu taahhüt verilmemişse 2 ile 10 arasında çalışanı olanlar 1, 11 ve üzerinde çalışanı olanlar ise çalışan sigortalı sayısının 10'da 1'i kadar katılımcı talep edebiliyor.

Kaynak: Türkiye Gazetesi



ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ =}BLOG: VERGİ, SGK VE KANUN HABERLERİ 



2015 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iratlarının beyanı ve “Hazır Beyan Sistemi”nin kullanımı.

2015 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iratlarının beyanı ve "Hazır Beyan Sistemi"nin kullanımı.

2015 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iratlarının beyanı ve "Hazır Beyan Sistemi"nin kullanımı.

1. Menkul Sermaye İradının Tanımı

Gelir Vergisi Kanunu'nun 75. maddesinde menkul sermaye iradı;

"Sahibinin ticari, zirai ve mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilebilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz Kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradıdır."

şeklinde tanımlanmıştır.

2. Menkul Sermaye İradı Sayılan Gelirler

- Her çeşit hisse senetlerinin kar payları (temettü gelirleri)

- İştirak hisselerinden doğan kazançlar (Limited Şirket ortaklarının, iş ortaklıkları ortaklarının ve komanditerlerin kar payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar)

- Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kar payları

- Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu faizleri ile diğer her türlü tahvil ve bono faizleri

- Her çeşit alacak faizleri

- Mevduat faizleri

- Hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller

- İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar

- Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığında alınan iskonto bedelleri

- Faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kar payları, kar/zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kar payları ve katılım bankalarınca kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları (Menkul kıymetler yatırım fonlarının katılma belgelerine ödenen kar payları)

- Repo gelirleri

- Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından çeşitli adlarla yapılan ödemeler.

3. Menkul Sermaye İratlarının Beyan Durumu (Tam Mükellefler İçin)

Yıllık beyanname ile beyan edilmesi gereken menkul sermeye iratlarından bazılarının beyan durumuna ilişkin özet tabloya aşağıda yer verilmiştir:



Menkul Sermaye İradının Türü

Beyan Durumu

Mevduat Faizleri

Bu gelirler Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 67. maddesi kapsamında vergi kesintisine tabi tutulmuş olmaları nedeniyle, tutarı ne olursa olsun beyana tabi değildir.

Katılım Bankalarınca ödenen kar payları

01.01.2006 tarihinden itibaren ihraç edilen Devlet Tahvili ve Hazine bonolarının faiz gelirleri

Repo Gelirleri

Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemeler

Tutarı ne olursa olsun beyana tabi değildir.

Kurumlar vergisi mükelleflerince 31.12.1998 ve daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde edilen kazançların dağıtımı halinde, gerçek kişilerce elde edilen kâr payları

Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 62. maddesi kapsamında tutarı ne olursa olsun beyana tabi değildir.

Kurumların, karlarını sermayeye eklemek suretiyle gerçekleştirdikleri kar dağıtım işlemleri sonucu gerçek kişi ortaklarca elde edilen kar payları

Tutarı ne olursa olsun beyana tabi değildir.

Kıyı bankacılığından (off-shore bankacılık) elde edilen faiz gelirleri

Tutarı 1.500 lirayı geçmesi halinde, elde edilen gelir tutarının tamamı beyana tabidir.

Yukarıda belirtilen 1.500 liralık tutar istisna değil, gelir beyanının tespitinde dikkate alınacak haddir.

Söz konusu had yanda belirtilen gelirlerin her biri için ayrı ayrı değil, elde dilen toplam gelir tutarı dikkate alınarak hesaplanır.

Hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller (01.01.2006 tarihinden önce ihraç/iktisap edilenler)

İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar

Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığında alınan ıskonto bedelleri

Yurt dışından elde edilen diğer menkul sermaye iratları (faiz, repo, kar payı v.b.)

Her çeşit alacak faizleri

01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilen TL cinsi Devlet Tahvili ve Hazine bonosu faiz gelirleri

2015 yılı indirim oranı % 60,39 olarak ilan edilmiştir.

İndirim oranı uygulandıktan sonra kalan tutar, tevkifat uygulanan gelirlere ilişkin 29.000 liralık beyan haddini aşıyorsa, elde edilen gelir tutarının tamamı beyan edilir.

Yukarıdaki indirim oranı dikkate alındığında, başka beyanı gereken gelirlerin bulunmaması halinde, indirim oranı uygulamasından yararlanabilecek menkul sermaye iradından, gayri safi tutarları toplamı 73.213,83 lirayı aşmayan tutarlar için yıllık beyanname verilmeyecektir.

01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilen Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu faizi gelirleri (dövize, altına veya başka bir değere endeksli)

İndirim oranı uygulanmayacak olup, toplam gelir tutarının 29.000 liralık beyan haddini aşması halinde, elde edilen gelir tutarının tamamı beyana tabidir.

1999–2002 tarihleri arasında sona eren hesap dönemlerinde elde edilen, kurumlar vergisinden istisna kazançlar ile yatırım indirimi istisnasından yararlanan kazançların dağıtımı halinde gerçek kişilerce elde edilen kar payları

Elde edilen kar payının net tutarına bu tutarın 1/9'u ilave edilerek bulunacak tutarın yarısı gelir vergisinden istisnadır. Kalan tutarın 29.000 liralık sınırı aşması halinde ise beyanda bulunulması gerekmektedir.

Her nev'i hisse senetlerinin kar payları

Elde edilen kar payı brüt tutarının yarısı gelir vergisinden istisnadır. Kalan tutarın 29.000 liralık sınırı aşması halinde beyanda bulunulması gerekmektedir.



4. Yurt Dışında Yaşayan Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarının Elde Ettikleri Menkul Sermaye İratlarının Beyanı

Çalışma veya oturma izni alarak altı aydan fazla bir süre yurt dışında yaşayan T.C. vatandaşları, Türkiye'de elde ettikleri vergi kesintisine tabi menkul sermaye iratları için tutarı ne olursa olsun beyanname vermeyeceklerdir.

Söz konusu kişilerin Türkiye'de elde ettikleri ve vergi kesintisine tabi tutulmamış menkul sermaye iratları için ise beyanname vermeleri gerekmektedir.

5. Beyan Sınırlarıyla İlgili Dikkat Edilecek Hususlar

- Tutarı ne olursa olsun beyana tabi olmayan gelirler, diğer gelirler nedeniyle verilen beyannameye de dahil edilmeyecektir.

- Yukarıdaki tabloda belirtilen 1.500 ve 29.000 liralık hadler birer istisna olmayıp, gelirin beyan edilip edilmeyeceğinin tespitinde dikkate alınacak hadlerdir. Söz konusu hadler tabloda belirtilen her bir gelir kalemi için ayrı ayrı değil, ilgili kalemler için toplu olarak dikkate alınacaktır.

- 1.500 ve 29.000 liralık hadlere tabi gelirlerin birlikte elde edilmesi durumunda, beyan edilecek gelir tutarının tespitinde her iki had de ilgili oldukları gelir kalemleri için ayrı ayrı dikkate alınacaktır.

6. Beyan Edilen Gelirden Yapılabilecek İndirimler

Beyan edilen menkul sermaye iradından indirilebilecek diğer bazı unsurlar aşağıda sayılmıştır.

a) Şahıs Sigorta Primleri

Beyan edilen gelirin % 15'ini ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla, gelir sahibinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortalarına ödenen primlerin % 50'si ile ölüm, kaza, hastalık, sağlık, engellilik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri beyan edilen gelirden indirilebilir.

15.06.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6322 sayılı Kanun'la Gelir Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklikle, bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı paylarının indirimine son verilmiştir. Bu nedenle, 2015 yılı menkul sermaye iratlarının beyanında, bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı paylarının dikkate alınması mümkün değildir.

b) Eğitim ve Sağlık Harcamaları

Beyan edilen gelirin % 10'unu aşmaması, Türkiye'de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle belgelenmesi koşuluyla, mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamaları beyan edilen gelirden indirilebilir.

c) Okul, Yurt ve Sağlık Tesisleri İçin Yapılan Bağış ve Yardımlar

Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı beyan edilen gelirden indirilebilir.

d) Diğer Bazı Bağış ve Yardımlar

- Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler ile kamu yararına çalışan dernekler ve Bakanlar Kurulu'nca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yıllık toplamı beyan edilen gelirin % 5'ini aşmamak üzere, makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar.

- Yukarıda sayılan kurum ve kuruluşlar ile bilimsel araştırma faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan ya da Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca desteklenen veya desteklenmesi uygun görülen kültür ve sanat faaliyetleri, kültürel varlıkların korunması, yapımı amaçlı olarak yapılan bağış ve yardımlar.

- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50'si.

- Başbakanlıkça veya Bakanlar Kurulu'nca başlatılan yardım kampanyalarına yapılan aynî veya nakdî bağışların tamamı.

- Türkiye Kızılay Derneğine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımlar.

- Türkiye Yeşilay Cemiyetine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımlar.

- Yüksek Öğretim Kanunu'na göre üniversiteler (vakıf üniversiteleri dahil) ile ileri teknoloji enstitülerine makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımlar.

- İlköğretim ve Eğitim Kanunu kapsamındaki ilköğretim kurumlarına yapılan nakdi bağışlar.

- Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna yapılan ayni ve nakdi bağışlar.

- TÜBİTAK'a yapılan nakdi bağışlar

- Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfına yapılan ayni ve nakdi bağışlar.

- Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu'na göre yapılan ayni ve nakdi bağışlar.

- Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumuna yapılan ayni ve nakdi bağışlar.

- Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu'na göre yapılan bağış ve yardımlar.

7. Beyanname Verme ve Hesaplanan Verginin Ödeme Zamanı

2015 yılında elde edilen beyana tabi menkul sermaye iratlarının, 2016 yılı Mart ayının 25. günü akşamına kadar beyan edilmesi gerekmektedir.

Tahakkuk eden gelir vergisi, 2016 yılının Mart ve Temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenecektir.

Hesaplanan vergi, mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine ödenebileceği gibi, vergi tahsiline yetkili banka şubelerine de ödenebilecektir.

8. M.S.İ. Üzerinden Kesilen Vergilerin Mahsubu

- Menkul sermaye iratları üzerinden kesilen vergilerden, beyannameye dâhil edilen gelire isabet eden kısmı, beyanname üzerinden hesaplanan vergi tutarından mahsup edilir.

- Kâr paylarının beyan edilmesi durumunda, beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, kâr paylarının dağıtımı aşamasında kurum bünyesinde yapılan vergi kesintisinin tamamının mahsup edilmesi gerekir.

9. Menkul Sermaye İratlarına İlişkin Beyannamenin "Hazır Beyan Sistemi" Kullanılarak Verilmesi

a) Hazır Beyan Sistemi Nedir?

"Hazır Beyan Sistemi" özü itibariyle, Gelir İdaresi Başkanlığının mükellef hizmeti kapsamında başlattığı, başta menkul ve gayrimenkul sermaye iratları olmak üzere bazı gelirleri elde eden mükelleflere ilişkin banka, tapu, sigorta şirketleri gibi üçüncü taraflardan elde edilen bilgiler kullanılarak beyannamelerin Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından otomatik olarak doldurulduğu ve mükelleflerin onayına sunulduğu bir sistemdir.

b) Kimler Hazır Sistemini Kullanarak Beyanname Verebilir?

Sistemden gelirleri sadece ücret, gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlardan veya bunların bir kaçından veyahut tamamından oluşan gelir vergisi mükellefleri yararlanabilmektedir.

Sistem, hem yukarıda sayılan gelirleri nedeniyle gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlara, hem de ilk defa mükellefiyet tesis ettirerek bu gelirler için beyanname verecekleri kapsamaktadır.

c) Uygulama Nasıl Olacaktır?

Gelir İdaresi Başkanlığınca, çeşitli kaynaklardan elde edilen bilgiler kullanılarak oluşturulan beyanname internet ortamında gelir sahibinin onayına sunulacaktır.

Hazırlanan beyannamede bulunan tüm bilgilerin görüntülenmesi, doldurulması ve değiştirilmesi işlemleri kolay, hızlı ve kontrol edilebilir bir şekilde yapılabilecektir. Vergi hesaplama adımları ve tahakkuk bilgileri hesaplanmış bir şekilde hazırlanıp mükellefin onayına sunulacaktır.

Önceden hazırlanmış beyannamenin mükellef tarafından elektronik ortamda onaylanmasıyla beraber vergiye ilişkin tahakkuk işlemleri otomatik olarak gerçekleştirilecek ve tahakkuk fişi aynı anda elektronik ortamda gelir sahibine iletilecektir.

Hazır Beyan Sistemi'ne girişler Gelir İdaresi Başkanlığının internet adresi (www.gib.gov.tr) üzerinden yapılacaktır.

Mükellefler İnternet Vergi Dairesi şifrelerini kullanarak veya kendileri için hazırlanmış güvenlik sorularını cevaplayarak Sistem'e giriş yapabileceklerdir. İnternet Vergi Dairesi şifresi bulunmayanlar, Tebliğin ekinde yer alan Formu doldurup herhangi bir vergi dairesine bizzat başvurarak kullanıcı adı, şifre ve parola alabileceklerdir.

d) Sistemi Kullanmak Zorunlu mudur?

Sistemi kullanma zorunluluğu bulunmamaktadır. Beyannamenin vergi dairesine giderek elden veya beyanname düzenleme programı kullanılarak verilmesi de mümkündür.

e) Beyannamenin İçeriğinden Kim Sorumludur?

Gelir İdaresince hazırlanan ve İnternet Vergi Dairesi'nde onaya sunulan beyannamelerin gelir sahipleri tarafından kontrol edilmesi ve beyannamede eksiklik, hata veya yanlışlıkların bulunması halinde bunların düzeltilerek onaylanması gerekmektedir.

Onaylanan beyannamelerin içeriğinin doğruluğundan gelir sahipleri sorumludur.

Gelir İdaresi Başkanlığı her yıl "Menkul Sermaye İradı Elde Edenler İçin Gelir Vergisi Beyanname Düzenleme Rehberi" yayımlamaktadır. 2015 yılı gelirlerinin beyanıyla ilgili rehber, bu bültenin yayımı tarihi itibariyle henüz yayımlamamıştır. Kılavuzun kısa süre içinde yayaımlanacağı tahmin edilmektedir




Saygılarımızla,


MEVZUAT EĞİTİM VE ARAŞTIRMA BAŞKANI, YMM RECEP BIYIK / VERGİPORTALİ


ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ =}BLOG: VERGİ, SGK VE KANUN HABERLERİ 



106 meslekte BELGESİ olmayan işinden olacak

106 meslekte BELGESİ olmayan işinden olacak



Mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğu şu an için 40 meslekte söz konusu. Bu mesleklerdeki kişiler en geç 25 Mayıs tarihine kadar belgelerini almak zorunda, aksi halde işlerinden olabilirler. Öte yandan başta tehlikeli sınıflar olmak üzere bu 40 mesleğin, 106'ya çıkartılması bekleniyor.



İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yürürlüğe girdikten sonra pek çok konuda işçi ve işverenlere yeni yükümlülükler getirildi. İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme, risk değerlendirmesi yapma, çalışanları iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilgilendirme gibi yükümlülükler işverenler tarafından yerine getirilirken, mesleki yeterlilik belgesi almak da işçilere getirilen bir yükümlülük. İşçiler bu yükümlülüğü yerine getirmezlerse işlerinden olabilirler.


TAZMİNATINI ALABİLİR

Mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğu şu an için 40 meslekte söz konusu. Bu listenin yakında 106 mesleğe çıkartılması bekleniyor. Asıl hedef ise çok tehlikeli ve tehlikeli sınıfta yer alan mesleklerin tamamında mesleki yeterlilik belgesinin zorunlu hale getirilmesi. Yani gelecekte bütün mesleklerde zorunlu hale gelmesini bekleyebiliriz. 25 Mayıs'tan sonra tebliğde yer alan mesleklerde istihdam edilen kişilerin belgesi olmadan çalıştırılması halinde işverene idari para cezası uygulanacak. Bu nedenle işveren işyerinde çalışan kişilerin mesleki yeterlilik belgesi olup olmadığını kontrol etmek zorunda. Eğer işçinin mesleki yeterlilik belgesi bulunmuyorsa işveren bu işçiyi geçerli nedenle, yani kıdem tazminatı ödeyerek işten çıkartabilir. İşçinin kıdem tazminatı hakkı doğmuşsa işveren bu nedenle çıkarttığı işçiye kıdem tazminatını ödemek zorundadır.


MASRAFLAR İÇİN TEŞVİK

Bu arada mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu bulunan 40 meslekte 'mesleki yeterlilik belgesi' almak için başvuran kişilerin sınav ve belge ücretleri konusunda teşvik söz konusu. Buna göre 31.12.2017 tarihine kadar mesleki yeterlilik belgesi almak için Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından yetkilendirilmiş sınav ve belgelendirme kurum ve kuruluşlarına başvuran kişilerin belge ve sınav ücretlerinin tamamı, asgari ücretin brüt tutarını geçmemek üzere işsizlik sigortası fonundan karşılanacak.


Sıvacılar için son tarih 25 Mayıs

Bugün itibarıyla tehlikeli ve çok tehlikeli işyerlerinde çalışan ahşap kalıpçısının, ısı yalıtımcısının, sıvacının mesleki yeterlilik belgesi alması zorunluluğu bulunuyor. Bu mesleklerde istihdam edilen kişiler 25 Mayıs 2016 tarihinden itibaren mesleki yeterlilik belgeleri olmadan istihdam edilemeyecekler.


Her işçi için 500 TL ceza


MESLEKİ yeterlilik zorunluluğu bulunan 40 meslekte istihdam edilen kişilerin mesleki yeterlilik belgesi bulunmadan çalıştırılması halinde işverene bu durumdaki her bir işçi için 500 TL idari para cezası uygulanacak. Dolayısıyla işveren 40 tane sıvacıyı mesleki yeterlilik belgesi olmadan çalıştırırsa 20 bin TL idari para cezası ödemek zorunda kalacak.


KİMLER MUAF?


MESLEKİ Eğitim Kanunu'na göre ustalık belgesi almış olanlar ile Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı meslekî ve teknik eğitim okullarından ve üniversitelerin meslekî ve teknik eğitim veren okul ve bölümlerinden mezun olup, diplomalarında veya ustalık belgelerinde belirtilen bölüm, alan ve dallarda çalıştırılanlar için mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu bulunmuyor.

Okan Güray Bülbül



 http://www.muhasebeweb.com/


ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ =}BLOG: VERGİ, SGK VE KANUN HABERLERİ 



Hükümet Resti Çekti! Promosyon Geliyor

Hükümet Resti Çekti! Promosyon Geliyor

 Hükümet, 10.5 milyon emekliye verdiği "promosyon" sözünü tuttu. Yaklaşık 8 milyon işçi emeklisini promosyon uygulaması dışında tutmak isteyen bankalara "ayrım olmaz" diyerek resti çekti. Yürütülen sıkı pazarlık sonucunda bankalar emekliye promosyon teklifini iki katına çıkardı. Sosyal Güvenlik Kurumu, tekliflerini 500-600 liraya çıkaran kamu- özel bankalarla bu hafta yeniden masaya oturuyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, promosyon miktarının artırılmasını hedeflediklerini belirterek, "Tüm emeklilerin yararlanması için çalışıyoruz" dedi.

HER YIL 450 BİN EMEKLİ

Bankalar yılda yaklaşık 130 milyar liralık maaş ödemesi yapılan emeklilerin maaşını ödemek için sıraya girdi. Her yıl sisteme ilk kez giren 450 bin emekliye de talip olan Ziraat, Halk, Vakıfbank başta olmak üzere bankalar da tekliflerini revize etti. Bu hafta yapılacak görüşmede uzlaşı sağlanırsa emeklinin promosyon hayali de gerçek olacak. Uygulama için SGK bankalarla protokol imzalayacak. Emeklilerin kredi kullanması veya avans para kullanmaları karşılığında bankaların promosyonda yıllık 200 TL'ye çıkabilecekleri öngörülüyor.

DENİZBANK'LA ANLAŞMA 4 YIL

Emeklilere promosyon konusunda ilk protokol geçen yıl Denizbank'la imzalandı. Bu kapsamda emekli aylıklarını üç yıl bu bankadan alan emeklilere bir defaya mahsus 300 lira veriliyor. Emekliye promosyon vermek isteyen bazı bankalar ise yılda 200 lira teklifinde bulunurken, SGK bu hafta yapılacak pazarlıkta bunu yukarı çekmeye çalışacak.

YURTKUR UMUTLARI ARTIRDI YURTKUR

Genel Müdürlüğü'nün Halk Bankası'yla yaptığı promosyon protokolü de beklentiyi artırıyor. Banka, 3 yıl süreyle geçerli olacak anlaşma ile bir defaya mahsus her bir YURTKUR çalışanına bin 750 lira promosyon veriyor. Ayrıca kişi başı 500 lira ilave promosyon ödemesi yapılacak.

GAZETE VATAN

ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ =}BLOG: VERGİ, SGK VE KANUN HABERLERİ 



Vergi ve Prim Affı İçin Çalışma

Vergi ve Prim Affı İçin Çalışma

 Maliye Bakanlığı'nın vergi ve prim ödemelerini geciktirenler için bir çalışma başlattığı öne sürüldü. Buna göre ana para borçları değil ama faiz ve gecikme cezalarının affedilerek borçların taksite bölünmesi gündeme gelebilecek.

Yapılan çalışmada özellikle 31 Aralık 2015 öncesi tüm kamu borçlarının kapsam içine alınması bekleniyor. Son yapılan vergi düzenlemesi Nisan 2014'te gerçekleşmişti.

Buna göre vergi ve prim borçlarının faizleri silinmiş daha sonra da enflasyona göre belirlenen katsayılar eklenerek çıkan miktar 36 ayıbulan taksitlere bölünmüştü. Bu taksitlerin bir kısmının ödemesi ise devam ediyor.

VERSAV

ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ =}BLOG: VERGİ, SGK VE KANUN HABERLERİ 



EPDK Adına Ödenen Petrol Ve LPG Katılım Paylarının Gider Niteliği

EPDK Adına Ödenen Petrol Ve LPG Katılım Paylarının Gider Niteliği

1.Konu Hakkındaki Yasal Düzenleme:

5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 22. maddesi gereği piyasada faaliyette bulunan lisans veya müşterek lisans sahiplerikatılma payı ödemekle mükellef kılınmıştır.

Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Lisans Yönetmeliği ile katılma payının mükellefleriRafinerici LisansıLPG Dağıtıcı Lisansı ve LPG Otogaz Bayilik Lisansı sahipleri olarak belirlenmiştir. Katılma payı, toplam net akaryakıt ve LPG satışları üzerinden ödenmektedir.


Katılma payı, yükümlülerin yıllık gelir tablolarında yer alan net satışlar tutarı ile EPDK tarafından her yıl belirlenecek katılma payı oranı çarpılarak hesaplanır. Katılma payı oranı binde biri katılma payı tutarı ise 2 milyon ABD Dolarını aşamaz.

Lisans türlerine göre; katılma payını sıfıra kadar indirmeye, farklı oranları tespite Kurul yetkilidir. Bir sonraki yıl için geçerli olacak yıllık katılma payı oranı veya oranları her yılın Aralık ayının sonuna kadar Kurul kararıyla belirlenerek, Resmi Gazete'de yayımlanır.

Net satış hâsılatı içinde yer alması halinde, yıl içinde LPG için ödenen gümrük vergi, resim ve harçları ile özel tüketim vergisi toplamı net satışlar toplamından tenzil edilir. Lisansı kapsamında, bir veya birden fazla piyasa faaliyetini yürüten lisans sahipleri katılma payını toplam net satışları üzerinden öder.

Katılma payı ödemekle yükümlü lisans sahipleri, herhangi bir bildirim beklemeksizin her yıl mayıs ayı sonuna kadar bir önceki yıla ait bilanço ve gelir tablolarını Kuruma göndermek ve katılma payının yarısını haziran, ikinci yarısını kasım ayı sonuna kadar ödemek zorundadır.

Birden fazla lisans sahibi kişiler, her bir lisans için ayrı katılma payı bildiriminde bulunur. Lisans türleri için farklı oranlar tespit edilmesi hâlinde, net satışlar tutarının bu faaliyetlere ilişkin olanları ayrı ayrı işleme alınır.

Süresinde beyan edilmeyen veya hatalı beyan edilen katılma paylarına ilişkin cezaî ve idarî işlemler Kurumca tamamlanarak ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde adlî ve idarî işlemler başlatılır.

Benzer şekilde, Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 51. maddesine göre de serbest kullanıcı lisansı sahipleri hariç tüm lisans sahipleri, her yıl katılma payı ödemekle yükümlü kılınmıştır. Bir önceki yıla ilişkin katılma payının ilk taksitinin Haziran, ikinci taksitinin ise Kasım ayı sonuna kadar ödenmesi gerekmektedir.

"Katılma payı", yükümlülerin yıllık gelir tablolarında yer alan lisans kapsamında yürütülen piyasa faaliyetlerine ilişkin net satışlar tutarı ile Kurulca her yıl belirlenecek katılma payı oranı çarpılarak hesaplanmaktadır.

Düzenlemeye göre katılma payı oranı binde biri, katılma payı 2.000.000 ABD Dolarını aşamaz.

Lisans türlerine göre; katılma payını sıfıra kadar indirmeye, farklı oranlar tespite Kurul yetkilidir. Bir sonraki yıl için geçerli olacak yıllık katılma payı oranı veya oranları her yılın Aralık ayının sonuna kadar Kurul kararıyla belirlenerek, Resmi Gazete'de yayımlanır.

Net satış hasılatı içinde yer alması halinde, yıl içinde petrol için ödenen gümrük vergi, resim ve harçları ile ÖTV toplamı net satışlar toplamından tenzil edilir. Lisansı kapsamında, bir veya birden fazla piyasa faaliyetini yürüten lisans sahipleri katılma payını toplam net satışları üzerinden öder.

İlk defa lisans alınan yıla ilişkin katılma payı, lisans tarihi ile aynı yılın 31 Aralık tarihi arasındaki döneme ilişkin olarak gelir tablolarında yer alan net satışlar tutarından varsa beşinci fıkraya göre yapılan tenzil sonrası bulunan meblağın, katılma payı oranı ile çarpımı sonucu bulunur.

Birden fazla lisans sahibi kişiler, her bir lisans için ayrı katılma payı bildiriminde bulunur. Faaliyet başlıkları için farklı oranlar tespit edilmesi halinde, net satışlar tutarının bu faaliyetlere ilişkin olanları ayrı ayrı işleme alınır.

Süresinde beyan edilmeyen veya hatalı beyan edilen katılma paylarına ilişkin cezaî ve idarî işlemler Kurumca tamamlanarak ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde adlî ve idarî işlemler başlatılır.

Ayrıca, süresinde ödenmeyen malî yükümlülükler ve gecikme zamları hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanarak ilgili vergi daireleri aracılığı ile tahsili sağlanmaktadır. Yönetmeliğin 50. maddesinde Türk Lirası cinsinden ifade edilen değer, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı VUK'un mükerrer 298. maddesi uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu şekilde yapılacak hesaplamalarda yüz bin kesirleri tama iblağ olunur.

EPDK'nın 17/12/2015 tarihli toplantısında; petrol piyasasında faaliyet gösterecek lisans sahibi gerçek ve tüzel kişilerin ödemekle yükümlü oldukları 2016 yılı için uygulanacak katılma payına ilişkin olarak 5932 sayılı aşağıdaki Karar alınmıştır

(2015 yılı için de 5384 sayılı EPDK Kararı ile aynı oran belirlenmiştir):

Madde 1- 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunu'nun 10 uncu maddesinin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 27 inci maddesi ile değişik (C) bendinin (a) alt bendi uyarınca;

a) Petrol piyasasında faaliyet gösteren rafinerici, işleme, dağıtıcı, iletim, ihrakiye teslimi, madeni yağ ve depolama lisansı sahibi gerçek ve tüzel kişilerin ödemekle yükümlü oldukları 2016 yılı katılma payına ilişkin oran, yıllık gelir tablolarında yer alan lisans kapsamında yürütülen piyasa faaliyetlerine ilişkin net satışlar tutarının %0,1 (bindebir),

b) Taşıma ve bayilik lisans sahibi gerçek ve tüzel kişilerin ödemekle yükümlü oldukları 2016 yılı katılma payına ilişkin oran ise alt başlıklar dahil 0 (sıfır)

olarak belirlenmiştir.

c) Kurum tarafından, katılma payı mükellefinden tahsil edilecek tutar, 31/12/2016 tarihli Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruna göre, 2.000.000 (ikimilyon) ABD Dolarının TL. karşılığını aşmayacak şekilde hesaplanır.

2.Kurum Kazancının (Ticari Kazancın) Tespitinde Kurum Payının Gider Niteliği:

Vergi hukukunda ticari veya kurum kazancının tespitinde iki temel ilke söz konusudur. Bunlardan birincisi tahakkuk esası, ikincisi ise dönemsellik esasıdır. Tahakkuk esasına göre, kazancın tespitinde ödeme veya tahsilat dikkate alınmaz. Bir hasılat unsurunun doğuşu (tahakkuku) yeterli olup tahsil edilmiş olması şart değildir. Aynı şekilde bir gider unsurunun da doğuşu (tahakkuku) yeterli olup ödenmiş olması şart değildir. Burada tahakkuktan kasıt, hasılat veya giderin mahiyet ve tutar olarak kesinleşmesidir. Ticari bir gelir ya da giderin mahiyet itibariyle tahakkuk ettiğinden söz edilebilmesi için, miktar olarak hesaplanabilmesi, gelire hak kazanılması ya da borç altına girilmesi gerekmektedir. Tahakkuk esasına göre belirlenen gelir ve giderlerin yalnızca cari döneme ait kısmı, aynı döneme ilişkin ticari kazancın hesabında gelir ya da gider olarak dikkate alınabilir. Bu durum dönemsellik ilkesinin de bir gereğidir. Dönemsellik kavramı, işletmenin sürekliliği kavramı uyarınca sınırsız kabul edilen ömrünün, belli dönemlere bölünmesi ve her döneminin faaliyet sonuçlarının (kâr veya zararının) saptanmasıdır. Gelir ve giderlerin tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilmesi, hasılat, gelir ve kârların aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırılması da bu kavramın uzantısıdır.


VUK'un 283. maddesinde gelecek bir hesap dönemine ait olarak peşin ödenen giderler ile cari hesap dönemine ait olup da henüz tahsil edilmemiş olan hasılatın mukayyet değerleri üzerinden aktifleştirilmek suretiyle değerleneceği; 287. maddesinde ise gelecek hesap dönemlerine ait olarak peşin tahsil olunan hasılat ile cari hesap dönemine ait olup henüz ödenmemiş olan giderler mukayyet değerleri üzerinden pasifleştirilmek suretiyle değerleneceği belirtilmiştir. Bu iki hüküm, hiç kuşku yok ki vergi hukukunda tahakkuk ve dönemsellik ilkesinin en belirgin örnekleridir.

Petrol piyasasında bir önceki yıl için gelecek sene Haziran ve Kasım aylarında ödenecek olan EPDK katılım payları, esasında bir önceki yıl faaliyette bulunmak nedeniyle katlanılan gideri ifade etmekle birlikte, sahip olunan lisans nedeniyle doğrudan doğruya bir önceki yılın kazancının teşekkülünde katlanılması gereken fedakarlığı göstermektedir.

Maliye Bakanlığı da bir özelgesinde geçmiş hesap dönemine ilişkin olarak hesaplanan performans primlerinin ertesi yıl ödense bile o yılın kazancının tespitinde dikkate alınması gerektiği hususunu belirtmiştir[1].

Buna karşın, GİB'in devlet hakkı, hazine payı gibi konularda ilgili ödemelerin ertesi yıl yapılması durumunda o dönemin gideri olacağına dair görüşlerini doğru bulmuyoruz. Ayrıca, GİB'na göre hazineye ait taşınmazların fuzuli işgali yoluyla sağlanmış olan menfaatin parasal karşılığı olarak tahakkuk ettirilen ecrimisil bedellerinin ödendikleri dönem kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür. (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 21.05.2013 tarih ve 749 sayılı Özelgesi)

Bunlara karşın, EPDK katılım payları ilgili hesap dönemi için hesaplanabilir olduğundan, giderin işletmenin o döneme ait faaliyetleri ile ilgili olmasından dolayı bahsi geçen ödemelerin bir sonraki sene içinde yapılmasına karşın, GVK'nın 40/1. maddesi mucibince gelecek dönemlerle ilişkilendirilmeksizin tahakkuk yoluyla doğrudan ilgili olduğu yılın ticari/kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Aksi takdirde, faaliyetin bırakıldığı veya lisansın iptal edildiği vb durumlarda daha açık olarak anlaşılacağı üzere kurum kazancı yanlış beyan edilmiş olacaktır.

Kaldı ki, ödemeye bağlı gider yazılmasına mesnet teşkil eden hukuki bir düzenleme de bulunmamaktadır. GVK 40. ve ilgili diğer düzenlemelerde ödenmedikçe gider yazılamayacak unsurlar açıkça sayılmaktadır. Bunun dışında bir yorumla hukuku genişletmek bize göre mümkün değildir.

[1] İVDB, 20070828.053 Tarih ve Sayılı Özelge.


Ali ÇAKMAKCI
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
cakmakciali@taxauditingymm.com


kaynak : http://www.alomaliye.com/2016/02/29/petrol-ve-lpg-katilim-paylari/


ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ =}BLOG: VERGİ, SGK VE KANUN HABERLERİ 



Blog Arşivi

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı