29 Kasım 2011 Salı

Yüksek Gelir Elde Eden Pilotla Asgari Ücret Elde Eden İşçi Aynı Vergiyi Ödüyor, Peki Ama Nasıl?

Yüksek Gelir Elde Eden Pilotla Asgari Ücret Elde Eden İşçi Aynı Vergiyi Ödüyor, Peki Ama Nasıl?


Bir ülkede demokrasinin ve adaletin gelişmesinin ilk şartı adaletli bir vergi sisteminin hakim kılınmasıdır.

 

.

 

I- GİRİŞ

Vergi adaletinin sağlanmasında devlet, üzerine düşen görevleri yapabilmek için doğal olarak ülke toprakları üzerinde yaşayanlardan belli kıstaslara göre vergi toplamak zorundadır. Bir ülkede, vergi yükünün toplumu oluşturan kişiler arasında adil bir şekilde dağıtılmasını amaçlayan bir vergi sisteminde kimden ne kadar vergi alınacağının tespitinde mükelleflerin şahsi ve ailevi durumlarının ve ekonomik güçlerinin göz önünde bulundurulması vergi adaletini sağlama bakımından büyük önem taşımaktadır. Anayasa’mızın 73. maddesinde, “herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır” denilmektedir. Bu anayasal hükme rağmen vergi kanunlarımızda vergi adaletinin sağlanması açısından yeterli düzenlemeler bulunmamaktadır. Bu makalemizde de vergide adalet ilkesine aykırı gördüğüm bir durum ele alınacaktır. Asgari ücretle bir işyerinde çalışan işçi ile çok yüksek gelir elde eden pilotların nasıl aynı vergiyi ödedikleri bu makalemizin konusunun oluşturmaktadır.

II- PİLOTLARA ÖDENEN ÜCRETLERİN GVK’NIN 29. MADDESİ HÜKMÜ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

A- YASAL DÜZENLEME

Teşvik gayesiyle verilen aşağıda yazılı ikramiye ve mükafatlar gelir vergisinden müstesnadır:

1- İlim ve fenni, güzel sanatları, tarımı, hayvan yetiştirilmesini ve memleket bakımından faydalı olan diğer işleri ve faaliyetleri teşvik maksadıyle verilen ikramiyeler ve mükafatlar;

2- (2361 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle değişen bent) Subay, astsubay, erbaş ve erlere ve ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere, uçuş, dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler, zamlar ile Türk Hava Kurumu veya (5766 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle değişen ibare, Yürürlük: 06.06.2008) kanuni veya iş merkezi Türkiye'de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış personele; fiilen uçuş hizmeti, denizaltına dalış yapanlara fiilen dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemeler;

3- (2361 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle değişen bent) Spor yarışmalarına katılan amatör sporculara ödenen ödül ve ikramiyeler;

4- (2361 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle değişen bent) Spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler.

5766 sayılı Kanun’un 8. maddesinin (b) bendiyle Gelir Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilenlere; uçuş hizmetleri, deniz altına dalış yapanlara dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemeler;” ibaresi “kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış personele; fiilen uçuş hizmeti, denizaltına dalış yapanlara fiilen dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemeler;” şeklinde değiştirilmiş olup söz konusu değişikliğin yürürlük tarihi 6/6/2008 dir. Buna göre:

Subay, astsubay, erbaş ve erlere ve ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere, uçuş, dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler, zamlar ile Türk Hava Kurumu veya kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış personele; fiilen uçuş hizmeti, denizaltına dalış yapanlara fiilen dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemeler; gelir vergisinden müstesnadır.

B- UÇUŞ VE DALIŞ İSTİSNASININ KAPSAMI

Gelir Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “Subay, astsubay, erbaş ve erlere ve Ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere, uçuş, dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler, zamlar” hükmü, 5766 sayılı Kanun’la herhangi bir değişikliğe uğramadığından bu ödemelerin vergilendirilmesi hakkında mevcut uygulama devam etmektedir.

Söz konusu bentte yer alan ikinci cümlecikte yapılan düzenlemeye göre, uçuş maksadıyla görevlendirilenlere uçuş hizmetleri, deniz altına dalış yapanlara dalış hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler ve zamlar aşağıdaki koşulları taşıması kaydıyla gelir vergisinden müstesna tutulmuştur:

— Ödemeyi yapanın Türk Hava Kurumu ya da kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerden olması,

— Ödeme yapılanın uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış personel olması,

— Ödemenin, uçuş ve dalış gibi hizmetler dolayısıyla fiilen gerçekleştirilen uçuş ve dalış süreleri ile sınırlı bulunması.

Türk Hava Kurumu ya da kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerce yapılan ancak, anılan bentte yer alan şartların tamamını bir arada taşımayan ücret ve ücret sayılan ödemeler, Gelir Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi kapsamında olmadığından anılan Kanun’un 94, 103 ve 104. maddelerine göre vergiye tabi tutulacaktır.

Türk Hava Kurumu ya da kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan kurumların gerek hizmet sözleşmelerini düzenlerken gerekse uçuş hizmeti satın alırken yapacakları uçuş tazminatı ödemelerini, fiilen uçuş maksadıyla görevlendirilen hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış personele yapmaları ve tahakkuk belgelerinde bu hususa açıkça yer vermeleri gerekmektedir.

C- YASA DEĞİŞİKLİĞİ ÖNCESİ DURUM

Yasa değişikliği öncesi 128 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde yer alan düzenleme uyarınca, uçuş tazminatlarının vergilendirilmesinde fiili uçuş süreleri esas alınarak bu sürelere isabet eden ve uçuş hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler ve zamlar gelir vergisinden istisna edilmekte, fiili uçuş süreleri dışındaki hizmetler dolayısıyla yapılan ödemeler ise gelir vergisine tabi bulunmaktadır.

Müstakar hal alan Danıştay kararlarında; istisnanın fiilen uçuşun yapıldığı sürelere ilişkin ödemelere uygulanacağı yolunda açık bir düzenlemenin yer almadığı, buna karşın tebliğ ile istisna şartından yararlanabilmek için fiilen uçuşun yapılması gibi ek bir şart getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığına hükmedilmektedir. Bu kararlar uyarınca 128 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin I/k-1 bölümünün ikinci paragrafı tebliğin yayım tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmıştır.

Yeni dava açılmasında ve mevcut ihtilafların sürdürülmesinde Hazine yararı görülmediğinden, yasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemde uçuş hizmetleri dolayısıyla ödenen tazminatların vergilendirilmesinde,

— Türk Hava Kurumu ya da kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilenlere,

— Ödemenin uçuş veya dalış hizmetleri dolayısıyla yapılması,

— Ödeme yapılanın ilgili mevzuatta tanımlanan “uçucu ekip” kapsamında olması,

kaydıyla fiili uçuş süreleri dikkate alınmaksızın gelir vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir. Uçuşun gerçekleşebilmesinde fiilen hiçbir katkısı bulunmayan ve idari veya yer hizmetlerinde görevli olanlara (uçucu ekibe dahil olmayanlara) yapılan ödemeler, uçuş tazminatı adı altında yapılsa dahi, yargı kararları da bu yönde olduğundan, gelir vergisinden istisna tutulmayacaktır.

Uçuş personeline uçuş tazminatı olarak çok yüksek ücretler verilmektedir. Uçuş personeliyle hava yolu şirketi arasında yapılan iş sözleşmesiyle personelin aylık ücreti asgari ücret düzeyinde belirlenirken, uçuş tazminatı olarak da 10.000-20.000 Euro gibi çok yüksek tazminatlar öngörülmektedir. Bu tazminatlar da GVK’nın 29/2. maddesi gereğince vergi dışı bırakılmaktadır. Bu durumda aylık 837,00 TL asgari ücret elde eden bir işçiyle aylık 20.000 Euro’dan fazla gelir elde eden bir pilot aynı vergiyi ödemek durumunda kalıyor. Bu da vergi de adalet ilkesine ters düşmektedir. Bu konu ile ilgili olarak yapılacak bazı kanuni düzenlemelerle özel hava yolu şirketlerinin uçuş personeline ödemiş olduğu ve vergi dışı bıraktığı “uçuş tazminatı” tutarlarının tamamen veya kısmen vergi tevkifatı kapsamı içine alınması sağlanmalıdır.

III- SONUÇ

Vergi adaletinin sağlanmasında devlet, üzerine düşen görevleri yapabilmek için doğal olarak ülke toprakları üzerinde yaşayanlardan belli kıstaslara göre vergi toplamak zorundadır. Bir ülkede, vergi yükünün toplumu oluşturan kişiler arasında adil bir şekilde dağıtılmasını amaçlayan bir vergi sisteminde kimden ne kadar vergi alınacağının tespitinde mükelleflerin şahsi ve ailevi durumlarının ve ekonomik güçlerinin göz önünde bulundurulması vergi adaletini sağlama bakımından büyük önem taşımaktadır. Anayasa’mızın 73. maddesinde, “herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.” hükmü yer almaktadır. Bu hükme rağmen vergi mevzuatımızda “mali gücüne göre vergi ödeme” kriterine aykırı hükümler bulunmaktadır. Bu hükümlerden biri de GVK 29/2. madde hükmüdür. Bu madde hükmünde “kanuni veya iş merkezi Türkiye'de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış personele; fiilen uçuş hizmeti, denizaltına dalış yapanlara fiilen dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemeler gelir vergisinden müstesnadır” denilmektedir. Uçuş personeline uçuş tazminatı olarak çok yüksek ücretler verilmektedir. Uçuş personeliyle hava yolu şirketi arasında yapılan iş sözleşmesiyle personelin aylık ücreti asgari ücret düzeyinde belirlenirken, uçuş tazminatı olarak da 10.000-20.000 Euro gibi çok yüksek tazminatlar öngörülmektedir. Bu tazminatlar da GVK’nın 29/2. maddesi gereğince vergi dışı bırakılmaktadır. Bu durumda aylık 837,00 TL asgari ücret elde eden bir işçiyle aylık 20.000 Euro’dan fazla gelir elde eden bir pilot aynı vergiyi ödemek durumunda kalıyor. Bu da vergi de adalet ilkesine ters düşmektedir. Bu konu ile ilgili olarak yapılacak bazı kanuni düzenlemelerle özel hava yolu şirketlerinin uçuş personeline ödemiş olduğu ve vergi dışı bıraktığı “uçuş tazminatı” tutarlarının tamamen veya kısmen vergi tevkifatı kapsamı içine alınması sağlanmalıdır.

 

Mehmet FİL*

E-Yaklaşım

______________________________________

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Arşivi

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı