23 Haziran 2011 Perşembe

İşçilerin Hafta ve Genel Tatil Günleri Çalışması Karşılığında Daha Sonra Bire Bir Oranında Ücretli İzin Verilerek Mahsuplaşma Yapılabilir mi?

Şehir ve köy gibi yerleşim yerlerinin dışında kurulu baraj ve tünel inşaatı, maden ve taş, mermer işletmesi gibi şantiyelerde çalışan işçiler, ailelerinden ve ikametgahlarından uzakta, işyeri barınma barakalarında kalarak her türlü ulaşım ve iaşe ihtiyaçları işyerinde sağlanarak haftanın 7 günü çalışmalarını sürdürebilmektedir.
I- GİRİŞ
Bu şekilde çalışan işçilere çalıştıkları her hafta ve genel tatil günü karşılığında, daha sonraları bire bir oranında toplu ücretli izin verilebilmektedir. Bu makalede, çalışılan hafta ve genel tatil günü karşılığında işçilere verilen birer günlük ücretli izin uygulaması 4857 İş Kanunu’na göre değerlendirilecektir.

II- HAFTA TATİLİ HAKKI
Anayasa’nın 50. maddesinde yer alan;
“Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.
Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.
Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.
Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.”
hükmü ile işçilerin ücretli hafta tatili kullanmaları temel haklar arasında sayılmaktadır.
Uluslararası Çalışma Teşkilatı’nca (İLO) hazırlanarak 17.11.1921 tarihinde kabul edilen Hafta Tatili Yapılması Hakkında 14 Sayılı Sözleşme(1). TBMM’ce de onaylanarak, 16.02.1946 günü bir iç hukuk kaynağı olarak çalışma hayatımıza kazandırılmıştır. 14 Sayılı Uluslararası Sözleşmenin 2. maddesinde; “İşçilere 7 günlük devrede fasılasız en az 24 saatlik izin verileceği,” belirtilmektedir.
Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yıllarında, 394 sayılı Hafta Tatili Hakkında Kanun(2)tüm çalışanların hafta tatilini düzenlemek üzere yürürlüğe konmuştur. 394 sayılı Kanun’un 1. maddesindeki, “On bin ve on binden fazla nüfusu havi şehirlerde alelumum fabrika, imalathane, tezgah, dükkan, mağaza, yazıhane, ticarethane, sınai ve ticari bilumum müessesesat ve tevabiinin haftada bir gün tatili faaliyet etmeleri mecburidir.” hükmü ile belirtilen işyerlerinde işçi ve esnaf (bağımsız çalışanların) olarak çalışmakta olanlara, 2. maddesindeki, “Resmi devairle umumi, hususi, ticari ve sınai herhangi bir müessesede müstahdemini ve ameliyeyi haftada altı gündün fazla çalıştırmak memnudur.” buyurucu hükmü ile de resmi dairelerde ve devlete bağlı tüm işyerlerinde çalışanlara haftada bir gün 24 saatten az olmamak üzere tatil (izin) verilmesi zorunluluğu getirilmiştir. 394 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle, zirai, avcılık, balıkçılık, çobanlık, ormancılık işlerinde çalışanlar, hafta tatilinden muaf tutulmuş, ayrıca, 7. maddesindeki; “Devletin tahtı idare ve murakabesinde bulunun veya Devlet nam ve hesabına işleyip de Müdafaai Milliye ile alakadar olan müesseseler, senede on beş defa Pazar tatili tavik edebilirler.” hükmü ile Devletin yönetiminde ve denetiminde bulunan milli savunma ile ilgili işyerlerinde çalışan işçilerin yılda 15 güne kadar hafta tatil günlerinde çalıştırılmasına izin verilmektedir.
Yeni 4857 sayılı İş Kanunu’ndan önce uygulanmış olan tüm iş kanunlarında 6 gün çalışan işçilere 7. günün ücretli hafta tatili olarak kullandırılacağı hususuna yer verilmiştir.
4857 İş Kanunu’nun 46. maddesinde işçilerin hafta tatili hakkı;
“Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63. maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.
Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir.”
şeklinde düzenlenmiştir.
4857 sayılı Kanun’un 46. maddesinin atıfta bulunduğu 63. maddede;
“Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır.
Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz. Denkleştirme süresi toplu iş sözleşmesi ile dört ayı kadar artırılabilir.”
denilmektedir. Bu iki maddedeki düzenlemelere göre, bir işçinin ücretli hafta tatiline hak sahibi olabilmesi için; 63. maddede belirtilen haftalık 45 saatlik azami çalışmayı yapması ya da tatil gününden önceki 6 günde çalışmış olması yeterli olmaktadır. İşçinin 45 saatlik çalışma yükümlüğünü haftanın 6 gününde veya 5 gününde tamamlamasının bir önemi bulunmamaktadır. Ayrıca, işçinin tatil gününden önceki 6 günde 7,5 saat üzerinden çalışması da gerekmemektedir. Örneğin haftanın ilk 6 gününde, kısmi süreli iş sözleşmesi ile günlük 4 saat üzerinden, haftada 6x4=24 saat çalışan işçi de ücretli hafta tatiline hak sahibi olacak, 4857 sayılı Kanun’un 13. maddesine göre çalışmadığı 7. gün için hafta tatili ücret alacağı 4 saatlik ücret tutarında olacaktır.
Bir işçinin haftada bir gün devamsızlık yapması halinde, hafta tatiline hak sahibi olma şartını yitireceğinden, ücretli hafta tatili kullanma hakkını kazanamayacak, hem de gelmediği gün için ücret almayacaktır. Böylece, işçi o hafta için iki günlük eksik ücret almış olacaktır.
Beyaz yakalıların ve maktu aylıklı iş sözleşmesi ile çalışan işçilerin yoğun bir şekilde bulunduğu bazı firmalarda, işçiler haftanın ilk 5 gününde 40-42,5 saat çalışarak iki gün ücretli hafta tatili yapmaktadır. İşçilerin haftanın son iş günü (Cuma) izin almasını önlenmek bakımından, Cuma günü ücretli izin alan işçilerin ücreti maktu aylıklı olmaları nedeniyle (4857/49-3.f. gereği) ilgili ayda tam olarak ödenmekte, fakat; verilen her bir günlük ücretli izin süresinin karşılığında işçinin yıllık izin süresinden 2 gün düşülmektedir. Bu uygulamanın mantığı ve kanuni dayanağı bulunmamaktadır. Kullandırılan 1 günlük ücretli izinin, izin süresinden bir gün olarak mahsup edilmesi mümkün olmakla birlikte, bu durumda, 4857 sayılı Kanun’un 56. maddesindeki; “İşçilerin izin süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden az olmamak üzere en çok 3 parçaya bölünebilir.” sınırlamasına göre, ancak iki defa belirtilen şekilde izin mahsup işlemi yapılabilecektir.
4857 sayılı Kanun’da ücretli hafta tatilinin Pazar günü kullanılacağı yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Haftanın 7 gününde 7/24 sistemi çalışmasını 8’er saatlik devrelerle 3 vardiya halinde sürdüren işyerlerinde, mevcut işçi sayısı 7 ayrı grubu ayrılarak, her gün değişik bir grup işçi hafta tatili kullanırken, diğer 6 grup işçiden, her vardiyada iki grup işçi çalışmak suretiyle haftanın değişik bir gününde işçiler münavebeli olarak ücretli hafta tatillerini kullanabilmektedir.
III- HAFTA TATİLİ ÇALIŞMA ÜCRETİ
4857 sayılı Kanun’un hafta tatilini düzenleyen 46. maddesinde, işyerinde haftanın 6 gününde ya da haftada 45 saat çalışan işçilere 7. günün ücretli hafta tatili olarak kullandırılacağı ve hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretinin tam olarak ödeneceğinin belirtilmesine karşılık, hafta tatil günü çalışması için işçilere ne kadar ücret ödeneceği hususunda bir ifadeye yer verilmemiştir. Bu konuda ihtiyaç duyulan bilgilere 4857 sayılı Kanun’un fazla mesai ile ilgili 41. maddesinden ulaşılmaktadır. İş Kanunu’nun fazla mesai ile ilgili 41. maddesinde;
“Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. 63. madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam kırk beş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.
Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırk beş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırkbeş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilmesiyle ödenir.
Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat onbeş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir.
İşçi hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında, çalışma süreleri içinde ve ücretinde bir kesinti olmadan kullanır.
63. maddenin son fıkrasında yazılı sağlık nedenlerine dayanan kısa veya sınırlı süreli işlerde ve 69. maddede belirtilen gece çalışmasında fazla çalışma yapılamaz.
Fazla saatlerle çalışmak için işçinin onayının alınması gerekir.
Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamaz.
Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışmaların ne şekilde uygulanacağı çıkarılacak yönetmelikte gösterilir.”
denilmektedir. Görüldüğü gibi, haftalık 45 saati aşan tüm çalışmalar fazla mesai olarak tanımlanmakta, 45 saati aşan fazla mesailerin ücretinin %50 zamlı olarak ödeneceği, işçinin talebi halinde, yapılan fazla mesailerin karşılığında ücret ödenmek yerine, her bir saatlik fazla çalışmanın karşılığında 1,5 saatlik serbest zamanın (ücretli izinin) verileceği yönünde işçiye tercih yapma imkanı verilmiştir. Fazla mesainin, hafta içinde veya hafta sonunda, yapılmasıyla ilgili bir sınırlamaya ve farklı uygulamaya yer verilmemiştir. Bu itibarla, işyerinde normal 45 saatin dışında ayrıca hafta tatil günü çalışan işçiye, yaptığı ve 45 saati aşan hafta tatili çalışma ücretinin %50 zamlı olarak, (bir iş karşılığı olmaksızın hak etmiş olduğu 1 günlük hafta tatili ücretinin dışında) 1,5 günlük ücret tutarında, toplam 2,5 günlük ücret (bir iş karşılığı olmaksızın hak edilen l günlük hafta tatili ücreti + 1,5 günlük hafta tatili çalışma ücreti=2,5 günlük ücret) ödenmesi gerekmektedir. Yargı kararları da hafta tatili çalışma ücretinin %50 zamlı ödeneceği yönündedir.(3)
Hafta tatili kullandırmayan işverenlere idari para cezası verileceği hususunda 4857 sayılı İş Kanunu’nda bir hüküm bulunmamaktadır. 394 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun’la değişik 10. maddesindeki; “Bu Kanun’un ahkamına muhalefet eden dükkan ve mağaza ve müessese sahip veya müdürlerine belediye encümeni tarafından yüz Türk Lirası idari para cezası verilir.” hükmü pazar günü çalışma ruhsatı almadan pazar günleri açık olan işyerleriyle ilgilidir.
IV- HAFTA TATİLİ ÇALIŞMASI KARŞILIĞINDA İZİN KULLANDIRILMASI
İşçilere ücretli hafta tatillerinin kullandırılması temel bir insan hakkı ve uyulması zorunlu genel bir kural olmasına rağmen, bir çok işçi, iş çokluğu, işlerin zamanında bitirilme isteği ve çalışılan işyerlerinin şehir ve yerleşim yerlerinin dışında olmasından dolayı, hafta tatilinin amacına uygun, etkin, verimli ve huzurlu olarak işyeri ortamında kullanma imkanının olmaması nedeniyle ya da yangın, sel, deprem, kaza, arıza gibi zorunlu nedenlerle, işçiler her zaman, 6 gün çalıştıktan sonra 7. günde ücretli hafta tatili yapamamakta, haftanın 7. gününde de çalışmasını sürdürmektedir. Hafta tatil günü çalışması için işçilere %50 zamlı 1,5 günlük ücret ödenirken, bazı işyerlerinde özellikle yerleşim yerlerinin dışındaki baraj, tünel inşaatı, maden ve taş ocağı işletmelerinde çalışmakta olan işçilere, ailelerinin başka şehirlerde veya uzak yerleşim yerlerinde bulunduğu, ailelerinin bulunduğu yere gidiş ve gelişlerinin uzun bir zaman alması, ayrıca yolculuğun zahmetli ve maliyetli olması ve toplu izin kullandırılmasının işçi yararına olacağı gerekçesi ile işçilere çalıştıkları her hafta ve genel tatil günü için bir gün olmak üzere, ayda topluca 4-5 günlük ücretli izin kullandırılmaktadır. İşçilerin her hafta, ücretli hafta tatillerini kullanmaları asıl olmakla birlikte, zorunluluk halinde, işçilere yapmış oldukları hafta sonu fazla mesaileri (hafta tatili çalışması) karşılığında, talepleri doğrultusunda, 4857 sayılı Kanun’un 41. maddesindeki, “Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat 30 dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat onbeş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir.” hükmüne göre, her hafta tatil günü çalışmasına karşılık, bir buçuk günlük ücretli izin kullandırılması, Bir ayda 4 hafta tatil günü çalışmış olan işçiye o ay için 6 günlük toplu ücretli izin kullandırılması gerekmektedir.
V- ÇALIŞILAN GENEL TATİL GÜNÜ KARŞILIĞINDA ÜCRETLİ İZİN KULLANDIRILMASI
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun’a göre, 1,5 günlük Ulusal Bayram (28 Ekim günü saat 13.00’den itibaren, 29 Ekim günü) ile 13 günlük genel tatil (Kurban bayramı 4,5 gün, Ramazan Bayramı 3,5 gün, 1 Ocak yılbaşı günü, 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı,30 Ağustos Zafer Bayramı) bulunmaktadır.
29 Ekim günü özel işyerlerinin kapanması zorunludur. Bu günlerde, mahiyetleri itibariyle sürekli görev yapması gereken kuruluşların özel kanunlarında hükümleri gereği faaliyeti sürdürebilmektedir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 47. maddesinde, “Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçilere, kanunlarla ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretleri tam olarak, tatil yapmayarak çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücret ödenir.” denilmektedir. Kanun’un bu emredici hükmüne göre, çalışılmayan millî bayram veya genel tatil günü için bir iş karşılığı olmazsızın o günün ücretinin tam olarak ödenmesi, bu tatil günlerinde çalışılması halinde, her tatil günü için ayrıca bir günlük ücretin ödenmesi gerekmektedir.
Millî Bayram veya genel tatil günü çalışmış olan işçi, bir günlüğü iş karşılığı olmaksızın, bir günlüğü de çalışma karşılığı olmak üzere toplam iki günlük ücrete hak sahibi olmaktadır. Doğmuş ve muaccel olan bu genel tatil günü ücretinin, ücret olarak ödenmesi zorunludur. Genel tatilin verilme ve düzenlenmesin temel esprisi işçilerin genel tatil günü dinlenmesinden öte, Millî Bayram günü ve diğer genel tatil günlerindeki etkinliklere, milli coşkuya, heyecana ve kutlamaya birlikte katılma, birlikte olma ve ziyaretlerde bulunmaya imkan ve fırsatı tanımaktır. Bu nedenle genel tatil, genel tatil günü kullanıldığında bir anlam taşıyacak ve fonksiyon icra edecektir. Bu itibarla, daha sonra genel tatil günü çalışması karşılığında bir gün ücretli izin verilmesi, Millî Bayram ve genel tatili verilme amacına ve gerekçesine uygun düşmeyecektir. Ayrıca; genel tatil çalışması karşılığında izin verileceği hususunda 4857 sayılı İş Kanunu’nda bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle, Ulusal Bayram ve genel tatil günü çalışan işçilere bugünlere ilişkin ücretinin her tatil günü için 1 günlük ücretin bir iş karşılığı olmaksızın, 1 günlük ücretinde çalışma karşılığı olmak üzere, toplam iki günlük olmak üzere ödenmesi gerekmektedir. Doğmuş olan genel tatil günü çalışma ücretinin, ücretli izin verilerek giderilme imkanı bulunmamaktadır.
Ay içerisinde normal çalışmalarının dışında bir günlük genel tatil çalışması olan işçiye ister hafta tatili karşılığında bir gün ücretli izin kullandırılsın, ister kullandırılmasın, 31 günlük ücret tahakkuku ve ödemesi yapılırken 30 günlük sigorta prim bildirimi yapılmalı ve sigorta prim kazanç bildirim miktarı 31 günlük ücret tutarında olmalıdır.
İşçiye genel tatil çalışması karşılığında hem toplam iki günlük genel tatil çalışma ücretinin verilmesi, hem de genel tatil ihtiyacının karşılanması bakımından daha sonra (işçinin talebi üzerine) 1 günlük ücretsiz izin verilmesi halinde, işçiye 1 günlük hafta tatili ücreti, 29 günlük normal çalışma ücreti olmak üzere toplam 30 günlük ücret ödemesi yapılırken, sigortalı prim gün sayısı 29 gün (1 günlük ücretsiz izin kullandırılması nedeniyle) olacak ve o ay için 5510 sayılı Kanun’un 86. maddesine göre SGK’ya eksik gün bildiriminin yapılması gerekecektir.
VI- SONUÇ
İşyerinde 6 gün çalışan işçilere, 7. günün ücretli hafta tatili olarak kullandırılması asıldır. Çeşitli nedenlerle hafta tatil gününde çalışılması halinde, hafta tatili çalışması ile haftalık 45 saatlik kanuni azami çalışma süresinin üzerinde çalışma gerçekleşeceğinden, hafta tatili günü çalışması fazla mesai niteliğindedir. Hafta tatili çalışması ücretinin, bir iş karşılığı olmaksızın ödenecek bir günlük ücretin dışında ayrıca hafta tatil günü çalışması ücretinin %50 zamlı olarak 1,5 günlük ücret tutarında (toplam 2,5 günlük) ödenmesi gerekmektedir.
İşçilere çalışılan hafta tatil günü karşılığında, daha sonra ücretli izin verilmek istendiğinde, işçinin yazılı talebi doğrultusunda bir buçuk günlük ücretli izin kullandırılmalıdır.
İşçilerin genel tatil günü çalışması halinde, işçilere bir iş karşılığı olmaksızın bir günlük genel tatil ücretinin dışında ayrıca 1 günlük genel tatil günü çalışması adı altında ücret ödenmelidir. İşçinin genel tatil gününde çalışması ile iki günlük genel tatil günü ücreti doğmuş ve hak edilmiş olduğundan, doğmuş ve ödenmesi gereken ücretin, daha sonra ücretli izin kullandırılarak mahsup edilme işlemi mevzuata uygun düşmemektedir.
Mehmet KARADURMUŞ*
Yaklaşım özdoğrular.com

(*) Baş İş Müfettişi
([1]) 14 no.lu Sözleşme, TBMM’ce 11.02.1946 tarihinde onaylanarak 16.02.1946 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
([2]) 394 sayılı Hafta Tatili Kanunu, 02.01.1924 tarihinde TBMM’ce kabul edilerek 21.01.1924 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
([3]) Hafta tatilinde davacının çalıştığı kabul edildiğine göre hafta tatili çalışması için %50 zamlı ödeme esasına göre 1,5 yevmiye üzerinden hafta tatili alacağının hüküm altına alınması gerekir.(Yrg. 9. HD.’nin, 23.05.1995 tarih ve E: 1995/37960, K: 1996/11745 sayılı Kararı)
twitter.com/vergivekanunlar
http://vergivekanunlar.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Arşivi

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı